Meslek liseleri kalifiye ara insan gücü yetiştirmesi bakımında çok kritik önem arzeder. Bu konuyu sadece elektrik teknisyenliği, makine tamiri, demircilik ile sınırlamıyorum. Yeni nesil iş alanları olan; Özel Güvenlik, Çağrı Merkezi Operatörlüğü, Turizm çalışanları (Aşçı, garson, resepsiyonist vs), yazılım geliştirme uzmanı, web sayfası tasarımcısı, moda tasarımcısı vs. tüm bu işgücünü meslek liselerinde yetiştirmek için plan yapmak zorundayız. Bu konudaki yatırımlar sadece devlete bırakılmamalı, meslek birlikleri, fabrikalar bu planlamanın içine çekilerek planlama yapılmalıdır.
MESLEK LİSELERİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
İş Güvenliği
Bu okullarda ara eleman yetiştirmemiz durumunda iş güvenliği konularında eğitilmiş saha ekibi tabiri caiz ise çekirdekten yetişecektir.
Okulda iş güvenliği, sosyal haklar ve teknik konularda yetiştirilmiş bir ekip işveren için maliyet düşürücü bir etki yapacaktır. Ayrıca iş güvenliği konusunda 15 yaşından itibaren eğitilmiş birinde bu bilincin oluşturulması çok daha kolay olacaktır.
Kullanıma hazır iş gücünün artırılması
Meslek liseleri kalifiye ara insan gücü yetiştirmesi bakımında çok kritik önem arzeder. Bu konuyu sadece elektrik teknisyenliği, makine tamiri, demircilik ile sınırlamıyorum. Yeni nesil iş alanları olan; Özel Güvenlik, Çağrı Merkezi Operatörlüğü, Turizm çalışanları (Aşçı, garson, resepsiyonist vs), yazılım geliştirme uzmanı, web sayfası tasarımcısı, moda tasarımcısı vs. tüm bu işgücünü meslek liselerinde yetiştirmek için plan yapmak zorundayız. Bu konudaki yatırımlar sadece devlete bırakılmamalı, meslek birlikleri, fabrikalar bu planlamanın içine çekilerek planlama yapılmalıdır.
Hazır bir insan kaynağının bulunması yerli ve yabancı yatırımcı için ülkemizi bir cazibe merkezi haline getirecektir.
Bu konuda hedefimiz vasıfsız işçi kelimesini sözlüğümüzden kaldırmak olmalıdır. Bunun yerine kalıp ustası, garson, sigortacılık uzmanı gibi lise mezunu arkadaşlarımızın bir meslekle anılmasını sağlamak ilk varılacak hedef olmalıdır.
Çocuklarımızı yeteneklerine göre yönlendirmek
Herkes çocuğunu doktor, mühendis, avukat vs. olarak görmek ister. Fakat inşaat işçisinin yaptığı iş, bir çiftçinin yaptığı iş de en az bu kadar kutsaldır. Bu meslekleri yapan arkadaşlarımıza da ihtiyacımız vardır. Çocuklarımızı ilkokuldan itibaren izlemek, onları yeteneklerine göre yönlendirmek, bu yönlendirmeyi yaparken de önlerini kesmemek öncelikli hedefimiz olmalıdır.
Türkiye Müteahhit bir ülkedir.
Türkiye dünyanın heryerinde iş yapan müteahhitlerin ülkesidir. Dünyanın taş üstüne taş konan her yerinde bir Türk müteahhit vardır. Bu müteahhitlerimiz geçmişteki akıncıların üstlendiği rolü üstlenmiş saygı duyulacak insanlardır. Bu arkadaşlarımız iş aldıkları ülkelerde Türk sanayi ürünlerinin ve emeğinin Pazar tutması için öncü görevini görmektedir. Bu kadar ekonomik krize rağmen batmamışsak, müteahhtilerin bu konudaki payı kesinlikle yadsınamaz.
Müteahhitlerimiz dünya çapında hakimiyetini devam ettirmek için inşaat, mekanik, elektrik gibi temel alanlarda nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamak zorundayız.
28 ŞUBAT ÖNCESİ MESLEK OKULLARININ DURUMU:
- Endüstri Meslek Lisesi: Sınavla girilen okullardı. Belirli bölümleri için insanlar torpil yaptıracak tanıdık arardı.
- Teknik Lise: EML’de başarılı olan öğrenciler için bir üst kademe okuldu.
- Anadolu Teknik Lisesi: Yabancı dil öğretilen ve kalifiye eleman yetiştiren okuldu.
Ben bu yapının tekrar kurulması gerektiğine inanıyorum. Buna ilave olarak özellikle Anadolu Teknik Lisesi mezunlarına İngilizce dışında Arapça veya Rusça dillerinden birinin öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Müteahhit bir ülke olduğumuz ve özellikle iş yaptığımız coğrafyalar dikkate alındığında rekabet avantajı için bu konu önemlidir.
MESLEK LİSELERİNİ CAZİP HALE GETİRMEK İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER
Üniversitelerde kota;
4 yıllık ve üstü okullarda meslek lisesi mezunlarına %25 kota ayrılmasını öngörüyorum. Örneğin meslek lisesi elektrik bölümünden mezun bir vatandaşımız kendisi gibi meslek lisesi mezunları ile yarışarak mühendislik eğitimi alabileceğini bilmelidir.
Bu sayede meslek liselerini tercih eden öğrencilerin profili yükselecektir.
Ayrıca dikey geçiş kontenjanı her okulda %10 olarak belirlenmeli, 2 yıllık okulların tercih edilirliği bu sayede artırılmalıdır.
2 yıllık Meslek yüksekokullarında meslek liseleri için %75 kota ayrılmalıdır. Bu okullar meslek liselerinin tamamlayıcı okulları olarak görülmeli ve bu şekilde revize edilmelidir.
Meslek lisesi mezunlarına meslek belgesi verilmesi ve belirli bir sürecin sonunda meslek belgesi olmayan kişilerin belirli işleri yapmalarının önüne geçilmesi iş güvenliği ve iş kalitesi konusunda olumlu sonuçları doğuracaktır.
Kaliteyi yaratan kalite
Öğrenci profili ne kadar yüksek olursa olsun eğitmen kalitesini artırmadıkça meslek liselerinden yeterli verimi almamız mümkün değildir. Bu okullarda eğitim kalitesini artırmak için yeni nesil uygulamaları bilen yeni nesil eğitmenler yetiştirilmesi hayatidir.
Bu amaçla, okula yakın yerlerdeki fabrikalardan, üniversitelerden, meslek kuruluşlarından destek alınması şarttır.
Öğrencilerin modası ve uygulaması bitmiş değil, yeni nesil teknolojilere yönelik olarak eğitilmesi çok kritiktir.
Kendi mesleğimle ilgili bir örnek verilmesi gerekirse;
Elektrik veya elektronik bölümündeki öğrencilere, tüp, Bipolar Jonksiyonlu Transistör gibi teknolojilerin sadece genel kültür olarak verilmesi yeterli olacaktır. E&M gibi, analog telefon santralleri gibi bilgilerin öğretilemsi ise tamamen gereksizdir.
Bu okullardan IP, PLC, fiber optik ve CAT6 kablo gibi konularda öğrenci mezun edilmesi mezun öğrencinin iş bulma garantisi gibi olacaktır.
Strateji belirlemek
Türkiye çok genç bir nüfusa sahiptir. Bu bizim en önemli avantajımız ama ne yazık ki kullanamıyoruz. Günümüzde talebin en çok arttığı alan yazılım konusudur. İş ilanlarına baktığımızda Java programcısı, web tasarımcısı, PHP uzmanı en çok aranan eleman özellikleridir.
Aslında bu talebin 2-3 katına çıkması işten bile değildir. Ülkemizde kod yazma işi mühendisler tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle ancak yüksek kalifiye işler ülkemizde yapılmaktadır. Lise ve MYO mezunu çok sayıda programcımız olması ve bunun ekonomik politikalarla beslenmesi durumunda Avrupa’nın hatta dünyanın yazılım merkezi olmamız hayal değildir.
Yazılım geliştirme işi için bir PC ve internet bağlantısı yeterli olduğu için insanları doğdukları yerde doyurmamız ve yaşatmamız mümkün olacaktır.